15 Eylül 2008 Pazartesi

SİYAH K-RINCAYA MEKTUPLAR

Bunu bazen nasıl görüyorum biliyor musun, tek başına oynanan bir oyun gibi. My Oedipus Complex hikayesinin küçük kahramanı Larry'nin ayak parmaklarıyla keşfettiği oyun gibi. Yine de.. yine de... oyunlar mutlu eder insanı yine de...
Bu sana ilk mektubum olsun, ilk mektubunu ne zaman aldığını hatırlamıyorsundur belki de. Ben ne zaman yazdığımı hatırlıyorum, yine başımın türlü dertlerden sıkışık olduğu, durup durup ağlamaktan ne yazdığımı seçemez olduğum günlerden biri. Yazdıklarımın sana çok az dokunup geçtiği, bir arı sokmasından cok daha az canının yandığı günler. Şarkı söylemeyi özledim sanırım, birlikte şarkı söylediğimiz günler de olmuştu; sonra ikimiz de birer korkak olup çıktık. Senin sesin kötüydü ama yine de iyi söylüyordun. Çantan bende kalmıştı, ilk o zaman bir şeyi merak ettiğim için bu kadar üzülmüştüm ve ilk o zaman senden ayrılma düşüncesi kurmuştum kafamda. Oysa biz beraber bile değildik o günlerde. Bazen gizli gizli yazdığını düşünüyorum, karanlık yazılar serisini kilitli bir kutuda sakladığını hayal ediyorum. Ben bulamayacağımdan eminim, sen benden daha önce eminsin zaten...
Dilim ve kalbim arasında giden yolda ne çok sözcük hırpalanmış, bir gün bana bütün yazdıklarımın aslında ne anlama geldiğini anlatabilirsin. Ben kendimi hiçbir zaman anlamadım çünkü.
"Bugün harika bir gün geçirdim...."
demeyi isterdim... iyi bile değildi.....

Biliyorum yazmayacaksın...

Hiç yorum yok: